Günlük hayatın karmaşıklığı içinde çocukların başarılı bir geleceğe sahip olacak şekilde yetişebilmeleri için öz disiplin, son derece gerekli ve temel bir beceridir. Öz disiplin; kendini kontrol etme, hedefleri uğruna çalışma ve sorumluluklarını yerine getirme yeteneğini anlatmak için kullanılır. Bu beceri, çocukların akademik başarılarından kişisel ilişkilerine kadar birçok alanı olumlu yönde etkiler. Ancak çocuklarda öz disiplini geliştirmek, aileler için zaman zaman zorlayıcı olabilir. Neyse ki, çocuklara bu önemli yeteneği kazandırmak için kullanabileceğimiz bir dizi etkili strateji bulunmaktadır. Bu yazımızda çocuklara öz disiplin kazandırmanın yollarını inceleyeceğiz.
Öz disiplin, çocuklukta okul döneminden yetişkinliğe adım atıldıktan sonra iş hayatına kadar hemen hemen her alanda her bireyin hayatında önemli bir rol oynayan ve erken yaşlarda kazanılması gereken temel bir beceridir. Bu beceri; çocukların gelecekteki başarıları, sosyal ilişkileri ve hayatlarında almaları gereken tatmin duygusu üzerinde büyük etkilere sahiptir. Öz disiplin; bir kişinin kendini istekleri ve yapması gerekenlerin arasında dengeyi sağlayabilmesi, hedeflerine odaklanabilmesi, sorumluluklarını yerine getirebilmesi olarak tanımlanır.
Çocuklar öz disiplin kazandıklarında, her zaman sahip olamayacakları bir duygu olan motivasyona ihtiyaç duymadan hareket edebilirler. Öz disiplin; sadece çevresel faktörlerin etkisiyle değil, kişisel değerler ve hedefler doğrultusunda hareket ederek kişinin kendi kendisini yönetebilmesini sağlar. Öz disiplin sahibi çocuklar, eğitim hayatlarında daha başarılı olurlar. Bunun sebebi, ders çalışma ve öğrenme süreçlerini daha etkili bir şekilde yönetebiliyor olmalarıdır. Aynı zamanda gelecekleri için plan yapma yetenekleri, öz disiplinleri sayesinde gelişir. Bu çocuklar, kendi hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlerler.
Öz disiplin, çocukların duygusal zekalarının da gelişmesine katkıda bulunur. Kendi duygularını anlama, ifade etme ve yönetme becerisi kazandıklarında günlük hayatları ve sorumlulukları arasındaki dengeyi sağlama konusunda daha yetenekli hale gelirler. Bu da onların çeşitli zorluklarla karşılaştıklarında daha sakin ve kontrollü bir şekilde tepki verebilmelerini sağlar.
Ebeveynler, çocuklara öz disiplin kazandırmak istediklerinde öncelikle kendi davranışlarını gözden geçirmelidirler. Çünkü çocuklar, çevrelerindeki yetişkinlerin sözleri ile tutarlılığına ve davranışlarına dikkat ederek öğrenirler. Eğer ebeveynler; kurallara uygun davranıyor, sorumluluklarını yerine getiriyor ve öz disiplinle hareket ediyorsa, çocuklar da bu davranışları örnek alarak öğrenirler.
Öz disiplin; çocukların sadece bugünün değil, geleceğin sorumluluklarını da üstlenebilmelerine imkan tanıyan önemli bir kişisel özelliktir. Psikologlar; öz disiplin becerisinin, çocukların mental zekalarını geliştirdiğine ve bu sayede duygusal dengeyi sağlayabilmelerine katkı sağladığına dikkat çekmektedir. Çocuklar, öz disiplin sayesinde duygularını ve tepkilerini kontrol etmeyi öğrenirler. Bu sayede, ilişkilerinde daha olumlu etkileşimlerde bulunurlar. Ayrıca öz disiplin, çocuklara problem çözme yetenekleri kazandırır. Böylelikle, zorluklar karşısında daha etkili çözümler üretebilirler.
Eğitim alanındaki çalışan uzmanlar, öz disiplinin akademik başarılarla doğrudan ilişkili olduğunu vurguluyorlar. Çocuklar, öz disiplin sayesinde ders çalışma alışkanlıkları geliştirerek zamanlarını daha etkili bir şekilde yönetmeyi öğrenirler. Okul performansı artarken aynı zamanda öğrenmeye karşı daha aç olurlar.
Geleceğe dönük planlama yeteneği, çocukların öz disiplin bilinci kazanmalarının bir başka önemli artısıdır. Bu beceri, çocukların kendi hedeflerini belirlemelerine ve bu hedeflere ulaşmak için gerekli adımları planlamalarına yardımcı olur. Bu sayede çocuklar, kendi geleceklerini şekillendirme konusunda güçlü bir özgüven geliştirirler.
Çocukların öz disiplin becerisi kazanmaları, onların gelecekteki başarılarını sağlayan bir faktördür. Öz disiplinin çocuklara aşılanması, çocukların hayatları boyunca sahip olacakları sağlıklı alışkanlıklar geliştirmelerine yardımcı olur. İşte çocuklara öz disiplin bilinci kazandırmak için yöntemler!
Montessori eğitimi, çocukların öz disiplin kazanmalarına ve kendi gelişimlerini daha bağımsız bir şekilde yönetmelerine yardımcı olan özel bir eğitim yaklaşımıdır. İtalyan doktor ve eğitimci Maria Montessori tarafından geliştirilen bu yöntem, çocukların kendi öğrenme hızlarına ve ilgi alanlarına göre belirlenir. Çocukların içsel motivasyonlarını güçlendirmeyi amaçlar. Montessori eğitimi, çocuklara öz disiplin bilinci kazandırmada en etkili yöntem olarak bilinmektedir.
Montessori eğitimi, temel olarak çocukların kendi kendilerine öğrenmelerine ve keşfetmelerine odaklıdır. Bu yöntemde, çocukların kendi öğrenme materyalleri seçme özgürlüğü vardır. Kendi ilgi alanları doğrultusunda materyalleri seçtikleri için öğrenmeye daha hevesli olurlar. Bu sayede çocuklar, öğrenmenin bir zorunluluktan ziyade kendi istekleri doğrultusunda gerçekleştirdikleri bir faaliyet olduğunu hissederler. Bu bağımsızlık ve özgürlük hissi, çocukların motivasyonu artırır ve öz disiplin becerilerinin gelişmesine katkı sağlar.
Montessori eğitiminde materyaller, çocukların yaşlarına ve gelişim seviyelerine uygun olarak seçilmiştir. Bu materyaller, farklı duyulara odaklanır ve çocukların soyut kavramları somut şekillerde anlamalarını sağlar. Çocuklar, bu materyalleri kullanarak öğrenme sürecini aktif bir şekilde yönetirler. Çocuklar, kendi öğrenme hedeflerini belirlerken aynı zamanda bu hedeflere nasıl ulaşacaklarını da planladıkları için bu süreç; çocukların öz disiplin becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur.
Montessori eğitiminde disiplin, çocukların kendi öğrenme süreçlerini yönlendirmelerine dayanır. Çocuklar, materyalleri seçerken kullanırken ve düzenlerken kendi kararlarını verirler. Bu özgürlük ve sorumluluk dengesi, çocukların kendi kendilerine disiplin geliştirmelerini sağlar.
Çocukların gelişim süreçlerinde edindikleri alışkanlıklar ve becerilerde yetişkinler, büyük bir etkiye sahiptir. Ebeveynler, öğretmenler ve diğer yetişkinler, çocuklara öz disiplini örnek davranışlarıyla göstererek kazandırabilirler.
Çocuklarda öz disiplin becerisini örnek olma yoluyla geliştirirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, tutarlılıktır. Eğer çocuk, ebeveynlerinin veya öğretmenlerinin söyledikleriyle yaptıkları arasında tutarsızlık görürse öz disiplin kavramını anlamakta zorluk yaşar. Çocuğa yaptığı işleri düzenli bir şekilde yerine getirme alışkanlığı kazandırmak istiyorsak bu davranışı kendi hayatımızda da göstermeliyiz.
Örnek olmanın bir diğer yolu, çocuklarımıza zorluklarla nasıl başa çıkacaklarını göstermektir. Hayatta her zaman sorunlarla karşılaşabileceklerini ve bu sorunları çözmek için öz disiplin ve kararlılık gerektiğini anlatarak onlara cesaret ve güven aşılamalıyız. Bu durum, çocukların zorluklarla karşılaştıklarında kendilerine daha çok güvenmelerine sebep olur.
Çocuklara öz disiplin kazandırmanın etkili yollarından biri, onlara hedef koymayı öğretmektir. Hedef koymak; çocuklara sorumluluk alma, motivasyon oluşturma ve planlı bir şekilde çalışma becerisi kazandırır. Aynı zamanda hedef koyma, çocuklara geleceğe yönelik planlar yapma alışkanlığı kazandırır. Bu şekilde çocuklar, ne istedikleri üzerine daha çok düşünerek isteklerini keşfeder ve bu isteklere ulaşmak için neler yapmaları gerektiğini düşünürler. Örneğin, eğitim hayatlarında belli bir liseyi kazanmak gibi bir hedef belirlemek, çocuğun ders çalışma alışkanlıklarını geliştirmesine ve başarıya odaklanmasına yardımcı olur.
Hedefler, çocuklar için motivasyon kaynağı oluşturur. Bir hedef belirlediklerinde, o hedefe ulaşmak için çaba sarf etmek zorunda kalırlar. Bu da onların öz disiplinlerini geliştirmelerini sağlar. Bir müzik enstrümanı çalmayı hedef olarak belirlediklerinde düzenli olarak pratik yapma alışkanlığı kazanırlar.
Hedef koyma, çocukların zaman yönetimi ve planlama becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Çünkü bir hedefe ulaşmak için belirli adımları gerçekleştirmeleri gerekir. Bu adımları sıralamak, ne zaman ve nasıl çalışılacağına dair bir plan yapmayı gerektirir. Bu da çocukların zamanlarını verimli bir şekilde kullanma yeteneklerini artırır.
Hedefler, çocukların sorumluluk duygusunu güçlendirir. Kendi belirledikleri hedeflere ulaşmak için kendilerine karşı sorumlu olurlar. Bu sürecin başarısının veya başarısızlığı tamamen kendi kontrolünde olduğunu fark ederler. Bu da onları daha sorumlu bireyler haline getirir.
Kişinin karşısına çıkan olumlu ya da olumsuz tüm etkenlere rağmen duygularını ve davranışlarını kontrol edebilmesi anlamına gelen öz disiplin, küçük yaşlardan itibaren geliştirilmesi gereken bir beceridir ve bu noktada ebeveynlere çeşitli görevler düşer. Çocukların ilk öğretmenleri ebeveynleridir. Dolayısıyla çocuklar, ebeveynlerinde gördüklerini kopyalar, tekrar eder ve özümser. Bu sebeple çocuklara öz disiplin kazandırma yöntemlerinin ebeveynler tarafından tanınması ve günlük hayatta uygulanması oldukça önemlidir.
Çocuklarda özellikle 3 yaşından itibaren ortaya çıkan “kendinin farkına varma” durumu, onların ısrarcı ve isyankar davranışlar göstermesine yol açabilir. Farkındalık durumunu daha pozitif bir yöne çekmek ve çocuklarda öz disiplin bilinci geliştirmek için aile içinde bulunan herkesin görevlerinin yazılı olduğu bir tablo hazırlamak, bu tabloyu çocuğun görebileceği bir yere asmak ve iyi davranışlar için ödüllendirmeye başvurmak oldukça faydalı olacaktır. Örneğin “Oyuncaklarını toplamak senin sorumluluğun, bunu düzenli olarak yaptığında isminin yanına istediğin bir çıkartmayı yapıştırabilirsin.” cümlesi çocukların koşullanmasına ve uzun vadede bu alışkanlığı kazanmasına yardımcı olur.
Çocuk gelişiminde çeşitli farkındalık ve becerilerin edinimi için bu farkındalıkların ailede halı hazırda bulunuyor olması ve becerilerin aile bireyleri tarafından kullanılıyor olması gerekir. Bu bağlamda ebeveynlerin her ikisinin de, varsa kardeşlerin de katılımıyla çocuğa eğitim vermesi önerilir. Herkes kendi sorumluluğunda olan işleri gerçekleştirdiğinde çocuk da bu bilinci kazanacaktır.
Öz disiplin sağlama sürecinde çocukların duyguları tanıması ve bunları anlatma isteği göstermesi oldukça önemlidir. Birçok çocuk, özellikle 3 yaş sendromunun etkisiyle saldırgan ve isyankar tutumlar gösterebilir. Bunun sebebi duyguların çok uçlarda deneyimleniyor olmasıdır.
Üçüncü yaştan itibaren çocuklarla açık ve açıklayıcı iletişim kurma yöntemine başvurmak, ebeveynler açısından çocukları kaç yaşında olursa olsun onlarla açık ve doğrudan iletişim kurmaya çalışmak oldukça önemlidir.
Çocuklara koyulan kurallar ve uyulması gereken noktalar sebepleriyle birlikte açıklanmalıdır. Bu sayede çocuklar, mantıklı bir çerçeve içerisinde aksiyonlarla etkiler ve tepkiler arasında ilişki kurabilir.
Çocukların etrafa bir şeyler saçması, eşyaları fırlatması ebeveynler için oldukça sinir bozucu olabilir. Böyle bir durumda ebeveynin sakin şekilde çocuğun göz hizasına inmesi, doğrudan çocuğa bakarak “Eşyaları etrafa atman beni çok üzdüğü için kendimi kötü hissediyorum.” demesi çocuğun sebep ve sonuç ilişkisi kurmasını sağlar. Ardından “Etrafa attığın eşyaları toplayıp yerine yerleştirirsen mutlu olabilirim.” cümlesi gelmelidir ve bu sayede çocuk sorumluluğunu anlayabilir. Çocuğun kendini gergin hissetmemesi için “İstersen sana yardımcı olabilirim.” önermesi de mutlaka sunulmalıdır.
Çocukların birçoğu arzuladığı her şeyin tam olarak o anda ve o yerde gerçekleşmesini ister. Bu istek gerçeğe dönüştürüldüğünde çocukta öz disiplin bilinci oluşmaz. Örneğin çocuk çikolata yemek için tutturuyorsa “Mutfakta biraz işim var, yaklaşık on dakika sürecek; işimi bitirdiğimde birlikte bir tane çikolata yiyebiliriz.” açıklaması yapılmalıdır. Çocuk saldırganlaşsa dahi kararlı tutumdan vazgeçilmemelidir, verilen vaat ilgili zamanda ve yerde gerçekleştirilmelidir. Bu sayede çocuk disiplin duygusu kazanabilir.
Kutu oyunları ve kart oyunları gibi çeşitli kurallara sahip olan oyunlar, çocukların sorumluluklar ve haklar hakkında bilince erişmesini ve otokontrol becerisi kazanmasını sağlama bakımından oldukça faydalıdır. Çocuk, ailecek oyun oynamaya heveslendirildikten sonra mümkün olan en açık ve basit şekilde oyun kuralları ona anlatılmalıdır. Çocuğun kavrama becerisine uygun bir oyun seçilmesi bu noktada oldukça önemlidir. Ardından çocukla kurallara dair birkaç deneme yapılabilir ve sonrasında oyun başlatılabilir. Bu durumun bir alışkanlığa dönüştürülmesi çocuğun kurallara dair farkındalık kazanmasını mümkün kılar.
Çocuklar özellikle üç yaşından sonra her şeyi kendi başına yapma isteği gösterebilir. Bu noktada çocuklara farklı durumları ve duyguları deneyebilecekleri özgürlük alanının sağlanması oldukça önemlidir. Aynı zamanda deneyimleme esnasında çocuğun hevesini kırabilecek olan “Sen yapamazsın”, “Bırak, bozarsın”, “Senin gücün yetmez”, “Bu çocuk işi değil” gibi cümleler kurmaktan kaçınılması önerilir. Bunlar yerine “Birlikte yapmak daha zevkli olabilir”, “Bu yöntemi uygularsan kendine ve oyuncağına zarar verebilirsin, birlikte daha zararsız bir yöntem bulalım”, “Birlikte yaparsak daha kolay olabilir”, “Ben de senin oyununda yer almak istiyorum, hadi birlikte yapalım” ya da “Bana yardımcı olmak ister misin?” gibi yapıcı ve yüreklendirici cümleler tercih edilmelidir.
Öz disiplin; kişinin kendisini kontrol etme, hedeflerine sadık kalma ve sorumluluklarını yerine getirme yeteneğindir.
Öz disiplin; tutarlılık, planlama, motivasyon ve düzenli çalışma ile sağlanır.
Çocuklara öz disiplin kazandırmak; onları kendi davranışlarını yönetebilen, sorumluluk alabilen, hedef odaklı ve düzenli bireyler olarak yetiştirmek demektir.
Öz disiplin; ilgileri anlama, hedef belirleme, zaman yönetimi, planlama ve sorumluluk almayı kapsar.