Hamilelik eşsiz bir dönem olsa da beraberinde pek çok değişikliği de getiriyor. Bu durumun başlıca sebepleri; vücutta oluşan fiziksel ve hormonal değişimler. Vücutta meydana gelen şişlikleri ifade eden ödemle hamilelik sonrasında sıklıkla karşılaşılıyor. Bununla beraber ödem, hamilelik sonrasında gelen süreçte anneler için rahatsızlık ve endişe kaynağı bir durum haline gelebiliyor. Ödemin sebebini tespit ederek vücuttaki bu şişkinlikleri hafifletmek mümkün. Hamilelikte ödemin nedenleri ve hamilelik sonrasında ödem atma yollarıyla ilgili bilgi edinmeye hazır mısınız?
Hamilelik döneminde kan ihtiyacı artar. Vücut bu kan ihtiyacını karşılamak adına normalden daha fazla su tutar. Sonuç olarak hamile kadınların damarlarında dolaşan kanın hacmi yaklaşık olarak %50 oranında artar. Artan kan hacmini dengelemek için vücut 2 yol izler. İlki damarlardaki genişlemedir. İkincisi ise fazla sıvının bir kısmının doku içerisinde, hücrelerin arasında birikmesidir. Bu durumda doku içerisinde oluşan şişliklere ödem adı verilir. Ödem, hamileliklerin %90’ında karşılaşılan son derece normal bir durumdur.
Hamilelik döneminde ödem problemine yol açması ile bilen bir diğer faktör de sağlıksız beslenme alışkanlıklarıdır. Annelerin doğumun ardından tıpkı hamilelik sürecinde olduğu gibi yeterli ve dengeli beslenmesi gereklidir. Anneler uzun süre aç kalmamalıdır. Ayrıca metabolizmalarını hep aktif tutmalılardır. Düzenli bir beslenme düzeni ödemi ve dolaşım bozukluğunu engellemek için iyi bir adımdır.
Bununla beraber bazı anne adayları gebelik kilolarının fazla olması, varis problemi, kötü beslenme, fazla tuz tüketimi, çoğul gebelikler gibi sebeplerle ödeme daha yatkın olurlar.
Hamilelik sırasında ödem, genellikle vücutta fazla su ve tuz birikiminin neden olduğu yaygın olarak görülen bir durumdur. Hormonal değişiklikler, artan kan dolaşımı ve rahmin büyümesi gibi faktörler vücuttaki sıvıların dokular arasında birikmesine yol açar. Hamilelikte ödemin en yaygın nedeni, vücutta sıvı dengesinin değişmesidir.
Hamilelikte progesteron hormonunun artması, vücuttaki damarların genişlemesine sebep olur. Bu genişleme, kanın damar duvarlarının dışına sızması ve dokular arasında sıvı birikimi ile sonuçlanır. Ayrıca artan kan hacmi ile vücuttaki ekstra sıvı, böbreklerin daha fazla çalışmasına neden olabilir. Böbrekler, fazla sıvı ve atık maddeleri vücuttan uzaklaştırmak için daha fazla çaba harcasa da bu süreç bazen yetersiz kalabilir. Böbreklerin yetersiz kaldığı durumlarda ödem oluşur.
Hamilelik sırasında büyüyen rahim, bazı durumlarda pelvik damarlara baskı yaparak kanın kalbe dönüşünü zorlaştırır. Bu durum, alt vücut bölgelerindeki kan dolaşımının yavaşlamasına sebep olur. Ayrıca; bacaklarda, ayak bileklerinde ve ayaklarda sıvı birikimine yol açar. Aynı zamanda, rahim büyüdükçe karın içi basınç artar ve lenfatik sistem üzerinde baskı oluşur. Lenfatik sistem, fazla sıvının doku arasından uzaklaştırılmasında görevlidir. Ancak lenfatik sistem baskı altında kaldığında daha az etkili olur. Bu da ödeme neden olabilir.
Hamilelik sırasında alınan ekstra kilo, ödeme katkıda bulunabilir. Kilolu gebeliklerde oluşan fazladan yağ dokusu ve artan vücut kitle indeksi, damarların ve dokuların daha fazla sıvı biriktirmesine neden olur. Bu da, ödemle sonuçlanır.
Hamilelikte tuz tüketimi de ödem riskini etkileyebilir. Fazla tuz alımı, vücutta sıvı tutulmasını artırabilir. Vücutta fazla sıvı tutulduğu zaman ödem oluşur. Özellikle hamilelik süreçlerinde yüksek tuz içeren besinlerin sınırlanması, ödem riskini azaltmada yardımcı olur.
Gebelikte vücudun çeşitli bölgelerinde ödem oluşumu yaygın şekilde görülen bir durumdur ancak kimi zaman ödem anne adayının günlük hayatını olumsuz etkileyebilir. Bu durumda hamilelikte ödem atma isteği doğabilir. Hamilelikte ödem atmak için uyku ve egzersiz düzenine dikkat etmek, beslenme programına özen göstermek ve günlük olarak yeterli miktarda su tüketmek oldukça önemlidir.
Halk arasında yaygın olan ancak bilimsel açıdan herhangi bir geçerliliği bulunmayan düşüncelerden biri de fazla su tüketiminin ödemi artıracağı yönündedir ancak gerçek bu durumun tam tersidir. Hamilelerin günde 8-10 su bardağı, ortalama iki buçuk litre su tüketmesi vücuttaki ödemi uzaklaştırmaya yardımcı olur ve sağlıklı yaşam için oldukça önemlidir.
Gebelik sırasında beslenme programında büyük önemi bulunan etmenlerden biri de tuzdur ancak tuzun aşırı kullanımı vücutta ödem oluşumunu artırabileceği gibi başta böbrek sorunları olmak üzere çeşitli sağlık problemlerine davetiye çıkarabilir. Bu sebeple gebelerin günlük tuz alımını kontrol etmesi, çok az ya da çok fazla tuz kullanmaktan kaçınması gerekir.
Yürüyüş, anne adaylarının sağlıklı bir hamilelik süreci geçirebilmesi açısından oldukça önemlidir. Aynı zamanda kısa yürüyüşler anne adayının terleme yoluyla vücuttaki ödemi atmasına da yardımcı olur. Düzenli olarak yürüyüş yapmak vücutta ödem oluşumunu engellemeye de olanak tanır.
Anne adaylarının vücutlarının sınırını zorlamadan ve bebeklerine zarar vermesi muhtemel ağır spor aktivitelerinden kaçınarak gerçekleştireceği egzersizler, sağlıklı bir yaşam açısından önemli olduğu kadar vücutta oluşan ödemin atılması bakımından da faydalıdır. El ve ayak bileklerini döndürerek çalıştırmak; hafif açma, germe ve esneme hareketleri gerçekleştirmek; hamile pilatesi yapmak gibi uygulamalar vücuttaki ödemi atmak için tercih edilebilir.
Hidroterapi, su yardımıyla gerçekleştirilen egzersizleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Ilık su dolu küvet içine girmek ya da yine ılık su dolu bir kovaya ayakları sokup yavaşça hareket ettirmek hamilelikte oluşan ödemleri hafifletmek için yardımcı olabilir.
Anne adaylarının gün içinde yeterince dinlenmesi de ödem atmak için başvurulabilecek yöntemlerden biridir. Anne adayının bacaklarını dikerek uzanması, özellikle alt vücutta oluşan ödemin uzaklaştırılması açısından çok faydalıdır.
Sıkı çoraplar, esneklikten yoksun taytlar, kolları ve bilekleri sıkan üst giyim ürünleri gibi kıyafetler vücudun dolaşım sistemini olumsuz etkileyerek ödem oluşumuna yol açabilir. Bu sebeple anne adaylarının bileklerini sıkmayan çoraplar tercih etmesi, esnek yapılı kıyafetler kullanması önerilir. Aynı zamanda yüksek topuklu ayakkabılar yerine ortopedik tabanlı ve ergonomik ayakkabıların tercih edilmesi de ayaklarda ve ayak bileklerinde şişliği engellemek için doğru bir yöntem olacaktır.
Gebelik sürecinde ödem, hormonal değişiklikler, artan kan dolaşımı ve rahmin büyümesi gibi faktörler nedeniyle sıkça karşılaşılan bir durumdur. Özellikle gebeliğin son trimester olarak adlandırılan döneminde, sıvı birikimi ve dokular arasında ödem oluşumu artabilir. Özellikle bu dönemde ödem atıcı besinleri tüketmek, vücutta sıvı dengesini korumaya yardımcı olmak için gereklidir.
Yeterli miktarda su içmek, böbreklerin düzgün çalışmasını destekleyerek sıvı dengesini korur. Aynı zamanda su, vücuttaki ödemi azaltma konusunda en büyük yardımcılardandır. Su, böbreklerin atık maddeleri ve fazla sıvıyı uzaklaştırmasına yardımcı olarak ödemi engeller.
Özellikle su içeriği yüksek meyve ve sebzeler, vücudun su miktarını korur ve sıvı dengesini destekler. Karpuz, salatalık, portakal, çilek gibi su oranı yüksek olan besinler ödem atılmasına yardımcı olabilir. Ayrıca; nar, yaban mersini gibi antioksidan özelliği yüksek meyveler de ödem atılmasını destekler.
Ananas, sahip olduğu bromelain enzimi ile vücutta biriken fazla sıvının atılmasını sağlar. Nar, antioksidan özelliği yüksek bir besindir ve içerisindeki enzimlerle ödem atılmasını destekler. Yine antioksidan özelliği ile bilinen yaban mersini, idrar söktürücü özelliğe sahip olmakla birlikte idrar yollarını temizler ve enfeksiyonlara karşı koyar.
Muz, kayısı ve kavun gibi potasyum bakımından zengin meyveler, ödem atılmasına destek olur. Kivi ise yapısındaki pektin maddesi ile vücuttaki toksinleri temizler. Gebelik döneminde sık karşılaşılan ödem sorununu çözmekte yardımcı olur.
Maydonoz içeriğindeki etkenler sayesinde idrar söktürücü olarak bilinen bir gıdadır. Bol miktarda C vitamini, A vitamini ve bitkisel lif içerir. Ancak özellikle bitkisel detoks sularında ödem atmak için sık sık kullanılan maydonozun tüketiminde dikkatli olunmalıdır. Maydonoz fazla tüketildiğinde vücuttan fazla su atılmasına sebep olarak düşük tansiyona yol açabilir.
Muz, patates, ıspanak gibi potasyum içeriği yüksek besinler, böbrek fonksiyonlarını destekler ve sıvı dengesini korumaya yardımcı olur. Bu sayede ödemle savaşır. Ayrıca potasyum içeriğinin yüksekliği ile bilinen turp, ödemle savaşırken vücuttaki elektrolit dengesini de korur.
Kepekli tahıllar, tam buğday ekmeği, kahverengi pirinç gibi yüksek lif içeren besinler; sindirim sistemini düzenleyerek sindirim sürecine yardımcı olur. Bu da vücuttaki atık maddelerin daha etkili bir şekilde uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Böylelikle, ödemin azalmasını destekler.
Hamilelikte ödem atmak için destek alınabilecek bazı bitki çayları bulunmaktadır. Papatya çayı, hem sindirimi kolaylaştırır hem de sakinleştirici etkisi ile rahatlamaya yardımcı olur. Rezene bitkisi, bağırsaklarda gaz oluşumunun önüne geçmek için bire birdir. Aynı zamanda, sindirime de yardımcı olur. Ödem atma konusunda son derece popüler olan yeşil çayın kafein oranı siyah çaydan daha az olduğu için hamilelik sonrası beslenme için iyi bir tercihtir. Yeşil çay; kan dolaşımını düzenler, soğuk algınlığına karşı korur ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Ihlamur ise soğuk algınlığı ve gribe karşı gelmesiyle, bağışıklık sistemini güçlendirmesi ile bilinir. Ödem çözücü etkisi mevcuttur. Böbrekleri de yormadığı için hamilelik sonrasında tercih edilebilir. Zencefil, hamilelikte sık sık karşılaşılan mide bulantılarına iyi gelir. Ödemi azaltır, hazımsızlığa karşı koyar. Son olarak kuşburnu, yüksek miktarda C vitamini içerir. Vücudun direncini artırır ve ödem söktürücü özelliğe sahiptir.
Hamilelikte ödem oluşumu çeşitli sebeplerle görülebilen bir durumdur ve genellikle zararsızdır. El ve ayak bilekleri, yüz ve karın bölgesinde sıklıkla görülebilen ödem anne adayının günlük hayatını olumsuz etkilemediği sürece tehlikeli değildir. Normalin dışında şişlikler, deride renk değişimleri ve şiddetli ağrılar yaşanması durumunda ise oluşan ödemin altında gebelik dışında bir neden yatıyor olabileceğinden dolayı doktora başvurulması önerilir.
Çoğu hamilelikte, ödem genellikle ikinci trimesterden (hamileliğin 4. ayı ile 6. ayı arası) itibaren daha belirgin hale gelmeye başlar. Ancak, bazı hamilelerde ödem ilk trimesterden itibaren görülebilir.
Hamilelikte ödem yapan başlıca yiyecekler; işlenmiş gıdalar, tuzlu atıştırmalıklar ve yüksek tuz içeren hazır yiyecekler gibi tuz içeriği yüksek gıdalardır. Ayrıca, aşırı şekerli ve işlenmiş karbonhidratlar da ödem riskini artırabilir.
Evet; limonlu su tüketimi, limonun içerdiği C vitamini ve antioksidanlar sayesinde vücudun ödem atmasına yardımcı olabilir.